17 Nisan 2014 Perşembe

Safranbolu - Kastamonu















SAFRANBOLU KAYMAKAMLAR EVİ MÜZESİ
Safranbolu evleri genellikle 18.yy ve 19.yy’da yapılmış. 2000 adet yapıdan 1008 tanesi tescil edilmiş ve yasal koruma altına alınmıştır. O yüzyıllara ait Osmanlı kent dokusunu günümüze taşıyan Safranbolu’daki tarihi eserlerin çoğu Candaroğulları ve Osmanlı döneminden kalmış. Safranbolu evleri 2-3 katlı, 6-8 odalı,cumbalı,her odasında fazla sayıda penceresi olan ve odaların her ayrıntısı büyük bir ustalıkla düşünülmüş olan evlerdir. Pencere sayıları zenginliğin büyüklüğüne dair bir gösterge olarak kabul edilirmiş. Evler şehrin 2 bölümünde toplanmışlardır. Bunlardan ilki kışlık evlerin bulunduğu (şehir) çarşı kesimi, diğeri yazlık evlerin bulunduğu Bağlar kesimidir. Şehir yönetim merkezinin bulunduğu kale, alışveriş merkezinin bulunduğu çarşı, evlerin bulunduğu Akçasu,gümüş,Musalla,Kalealtı ve Tabakhane semtlerinden oluşuyor.Bu kesim iklimin olumsuz etkilerine karşı korunaklıdır. Alçak rakımlı ve iki vadinin içindedir. Bağlar kesimi birkaç metre daha yüksekte,hava akımlarına açıktır. Evler daha geniş araziler üzerine kurulmuştur. Hemen hemen herkesin bir kışlık birde yazlık evi vardı. Tüm evler kendilerine göre daha merkezi konumda olan kamu binalarına, dini yapılara ve tarihi eserlere dönük olarak inşa edilmiştir. Hangi evden bakarsanız bakın manzara kapanmaz. Yollar ve sokaklar arnavut kaldırımlıdır. Din ve gelenekler gereği ev dışarıya kapanmıştır. Bu yüzden ev içi ve bahçeler yüksek duvarlarla dış dünyadan ayrılmıştır, pencereler kafeslidir. Yabancı erkeği kadın görmez ve görünmez. Aynı evin içinde de kadınlar ve erkekler ayrı ayrı yaşarlar. Safranbolu´da selamlık ve harem olarak ikiye bölünmüş evler çoğunluktadır. Evin girişinde zemin katta “hayat” vardır. Bu bölüm eğer taş kaplıysa “taşlık” adını alır. Burada ışık almayı sağlayan ahşap kafes “gliste” mevcuttur. Zemin katlarda ayrıca ahırlar, büyük kazan ocakları ve ambarlar bulunurdu.
Safranbolu evinin boyutu ve biçimini etkileyen 3 temel unsur var. Birincisi çok nüfuslu büyük aile yapısıdır. Ailenin geçimini sağlayan ve zenginliğinin devamı olan erkek çocukların aile içinde kalması gerektiğini düşünüyorlar. Kızlar evlendirilip başka eve yollanıyor yollanmasına da zenginliklerini ve geleneklerini korumak için kız alıp vermeler hep Safranbolu içinde oluyormuş. Baba, anne, oğullar, gelinler, torunlar, amca, teyze ve halalar kalabalık aile yapısının birer parçasıymış. Bu kadar kalabalık olan aile sanki kendi içinde de küçük birimlere ayrılmış gibidir. Dış dünyaya karşı kadınlar ve erkekler iki ayrı topluluktur. Haremlik ve selamlık. İçeride ise karı ve koca bir birdir ve çekirdek aileyi oluşturur.. Her birime bir oda verilerek ailelerin özgür olmaları sağlanmıştır. Odalar, çekirdek ailelerin bütün ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde hazırlanmıştır. Bu doğrultuda her odada ahşap dolapların (yüklüklerin) içinde bugünün duş kabinlerini andıran banyolar yani güsulhaneler vardır. Evin kadınına işlerde yardım etmek amacıyla evlerin çoğunda evlatlık kız bulunuyor. Evlatlık kız eviz kızı gibi görülüyor. İkincisi yağışlı iklim. Yağışlı iklimden dolayı kapalı alan ihtiyaçları çok fazla. İnsan ve hayvanların yiyecekleri,yakacaklar hepsi evin uygun bölümlerinde saklanıyor ve bundan dolayı evler büyük inşa ediliyor. Evin ortasında geniş bir sofa vardır. Odalar köşelerde yer alıyor. Kaymakamlar Gezievi Safranbolu Evleri ve o dönemin yaşantısını anlatan önemli bir örnektir. 19. yy. başlarında yapıldığı sanılıyor.Sahibi Safranbolu kışlası kumandanı Hacı Mehmet Efendi. Ona yarbay karşılığı olan “Kaim-Makam” denilmesi nedeniyle ailesi; dolayısıyla evleri de halk arasında bu isimle anılıyormuş. 1979 yılında kamulaştırılmış ve restorasyonunu tamamlanmış. Safranbolu Çarşı’sı içinde, Hıdırlık Yokuşu Sokağı üzerindedir.
Evlerde tavanlar ahşap kaplamalı ve epeyce süslü. Süslü olamayan tavan süslemesi bir tek çocuk odasında var. Bunun da nedeni uyanan çocuğun dikkatiin dağılmaması ve uykusunun açılmaması içinmiş.
Pencere önlerinde büyük sedirler vardır. Odaların giriş kapıları köşelerdedir. Ve oda ile doğrudan teması kesen özel ahşap paravan vardır. Böylece ailelerin rahatsız olması önlenmeye çalışılmıştır. Kapıya gelen kişi içeri girmeden önce kendisinin geldiğini öksürük vs ile bildirir ve içeri girermiş.
Odalarda sergen denilen raflar var. O raflara sabunlar konuluyor. Böylece odanın güzel kokması sağlanıyor. Kız görmeye gelen kayınvalideler o rafların tozlu olup olmadığını kontrol ediyor. Tozlu ise; “Ah rafların tozuna, yazıklar olsun bu evin kızına" diyor. Evlerin pencereleri özel bir biçimde tasarlanmıştır. Ahşap kanatlı pencerelerde ‘musabak’ denilen kafesler bulunuyordu.
“Evin içinde ne dolaplar dönüyor” deyimi Safranbolu’dan çıkmış gibi :)) Haremlik ve selamlık arasında yemek servisinde kullandıkları bir dönme dolap var. Yemeği haremlik tarafı koyuyor, tek tıklıyor ve sonra döndürüyor. Evin en genç kızı yapıyor bu servisi. Sonra selamlıktan evin en genç erkeği geliyor ve yemekleri servis ediyor. Boşalanları tekrar dolaba koyuyor ve çift tıklıyor ve dolabı döndürüyor. Tabi bu gidiş ve gelişler sırasında haremlik ve selamlık arasındaki haberleşmede buradan yapılıyor.
Sakaralan (Yacı) Kanyonu
Yörük Köyü
Dönüş Güzergahında KASTAMONU :)