22 Şubat 2011 Salı

Soyut Düşünce



Geleneksel toplumun basit düşünsel araçları ve diğer sistemleriyle, modern dünyanın karmaşık, çok boyutlu, hızla değişen sistemlerini kavramalıyız.
Önce birkaç küçük soru: Siz hiç İngiltere'de futbolla, Amerika'da basketbolla, Fransa'da peynirle ya da şarapla ilgili kitap bulamayacağınızı düşünür müsünüz? Bu ülkelerde bu kitaplardan yüzlercesini bulabileceğinize eminsinizdir haklı olarak. Peki siz Türkiye'de güreşle ya da halk oyunlarıyla ilgili yeterince kitap bulabileceğinizi sanıyor musunuz? Hani güreş, bin yıllardan gelen ata sporumuzdu, hani halk oyunu ekiplerimiz dünya şampiyonuydu? Bir örnek daha: Bizde geleneksel çocuk oyunları konusunda yüzlerce çalışma vardır, ama çağdaş yorumlar içeren sistematik eser sayısı yok denecek kadar azdır. Bunları sıradan bir ilgisizlik, toplumsal bir beceriksizlik ya da okuma-yazma kültürü eksikliği olarak açıklayabilirsiniz. Oysa bunun ardında daha ciddi bir sorun var gibi görünüyor bana… Düşünce yapısındaki bir gelişmemişlik.
Shakespeare ' i ya da Goethe 'yi yüzyıllardır yaşatan sadece onların büyüklüğü değildir, bu zenginliği durmadan yeniden yorumlayan düşünce yapısıdır aynı zamanda. Siz Yunus Emre deyince sevgi, Mevlana deyince hoşgörü sözcüklerinden daha fazlasını hatırlıyor musunuz, Yunus ya da Mevlana yorumu olarak? Birkaç yıl önce Konya'dan, adı Mevlana'ya göre kadın ya da aşk ya da benzeri bir şey olan bir kitap almıştım. Kitabın bütün yaptığı Mevlana'nın bu konulardaki sözlerini derleyip art arda sıralamaktan ibaretti. Yani "yorum yok" tu. Neden yok? Çünkü büyük olasılıkla bizim bu yorumu yapabilecek zihinsel yapılarımız yok. Psikoloji diliyle söylersek, bilişsel gelişimimiz bu tür sistematik, kapsamlı, derinliğine yorumları yapabilecek düzeye ulaşmamış. Felsefeyi sevmediğimiz için ("felsefe yapma!") bu tür yorumları yapamayışımız da aynı nedene bağlı… Soyut düşünceden yoksun olmak. Psikoloji diliyle söylersek, soyut düşünce evresine geçmemiş olmak…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder