29 Ocak 2011 Cumartesi

AYAK UYDURAMIYORUM...



İnsanların yalnız kalmak istediği anlar kaçıp gizlendikleri odaları vardır. Bu odalar kapandıktan sonra elinizdeki yüz anahtarı da deneseniz açamazsınız. Çünkü o kapılar yalnızca içeriden açılır. Benimse gezegenlerim, başka dünyalarım var. Çok sıkıldığım bir an alıp basımı gidiyorum bu dünyadan..Hep bir ayağım yerde,, bir ayağım bulutların üstünde. Aynaya baktığım zaman gülümseyen bir çocuk yüzü görüyorum. "Hadi yakala beni " diyor Şımarık bir gülümsemeyle. "Hadi yakala beni, senin mutluluğun ben de gizli, Bensiz bir hiçsin "sen".Sonra saklambaç oynuyoruz birlikte. Kendimden kaçıyor, kendimden saklanıyor, kendimi yakalamaya çalışıyor, sonra bir sokak arasında aniden kendimle karşılaşınca "işte yakaladım seni" diye seviniyorum çocukça...Ama uzun sürmüyor bu sevincim, bu kez yakaladığım "ben" den kaçarken buluyorum kendimi.. Yağmurlu gecelerde bir ürperti kaplıyor içimi. Şimşeklerden, gök gürültülerinden korkuyorum. Annemi arıyorum yanı başımda.. iyilik meleklerini çağırıyorum yardıma.. Kimse duymuyor sesimi. Titreyerek yorganın altına gömüyorum başımı.. Sofi'nin Dünyası'nı okumuş muydunuz? Orada şöyle der: "Neden yaşadığımız konusuyla ilgilenmek,pul toplamak kadar "rastlantısal" bir ilgi değildir. Felsefeyle tanışmanın yolu felsefi sorular sormaktan geçer.İyi bir filozof olabilmek için gerekli tek şey hayret etme yeteneğidir. Küçük çocukların hepsinde bu yetenek vardır. Çocuk konuşmayı - ve de felsefi düşünceyi - bile daha tam öğrenememişken dünya bir alışkanlık haline gelir. Büyüdükçe , dünyaya hayret etme yeteneğimizi yitiriyoruz, anlaşılan. Ancak bu arada çok önemli bir şeyimizi yitirmiş oluruz ki, filozofların bizde canlandırmaya çalıştığı şey de budur. Çünkü her şeye rağmen içimizde bir ses ,yaşamın büyük bir sır olduğunu söyler. Bu bizim, bir zamanlar, daha düşünmeyi öğrenmeden önce yaşadığımız bir duygudur. Senden beklentim, dünyayı hazır, verildiği gibi kabul edenlerden biri olmamandır sevgili Sofi.Şimdi seçme sırası sende Sofi: hala " dünyaya alışmamış" bir çocuk musun, yoksa bunu asla yapmayacağına söz vermiş bir filozof mu?" Sanırım ben iyi bir filozof olacağım!. :)) Çünkü bu dünyaya hiç alışamadım ve alışmaya da hiç niyetim yok! Gördüğüm, yaşadığım her şey hayrete düşürüyor beni.. Nedenlerin, niçinlerin arasında kaybolup gidiyorum..
Çocukken başımı okşayarak ""büyüyünce ne olmak istiyorsun bakayım " diye soran birisine "Ben büyüyünce çocuk olacağım " demiştim.
Bu yüzden mi ayak uyduramıyorum büyüklerin dünyasına acaba!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder