14 Mart 2011 Pazartesi

HAYATIN İÇİNDEN - 7 MART

KADINLAR GÜNÜ KUTLAMALARIMIZ “İNSANLIK AYIBIDIR”
Yarın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü…
Ben sizlere bu hafta kadın haklarından, BM kadın konulu istatistiklerden ya da meclisin bu konuyla ilgilenip ilgilenmediğinden bahsetmeyeceğim.
Dünya yarın 8 Mart Kadınlar Günü'nü kutlamaya hazırlanırken, Türkiye'deki kadınlar dünya kadınlarıyla aynı kaderi paylaşıyor ve hala dayak yiyor, tecavüze uğruyor.
Kadınlar Günü "Şiddet, dayak, evden kovma, yaralama, zorla cinsel ilişkiye girme (fiziksel şiddet), hakaret, küfür, kadını aşağılayan, üzen her türlü söz, davranış, korku oluşturma (duygusal şiddet), parasının zorla elinizden alınması, eşyalarına zarar verilmesi (ekonomik şiddet) şeklinde görülebilir."
Gelişmiş veya az gelişmiş olsun, bu ülkelerde yerini koruyan ve yükselişini sürdüren tek konu kadına yönelik şiddet… İnsan yanlışlarını kusurlarını çeşitli yollarla örter/örtmeye çalışır. Bunlar genellikle şirin örtülerdir.
“Kadınlar Günü”, kadınlar üzerinde yoğun olarak uygulanan şiddeti, kadınların bir kenara itilmişliğini, uğradıkları haksızlıkları, her türlü baskıyı örten şirin bir örtü olmamalıdır.
Senede bir gün sergilenen böyle bir güzelleme, yılın geri kalan 364 günü, kadınların yaşadığı acıları, zulümleri, işkenceleri, tecavüzleri, haksızlıkları bir kenara itmemelidir.
Kadına yönelik işkence, dayak, psikolojik şiddet, tecavüz, aşağılama ve hakaretler sona ermeden, sona erdirmek için gerekli çağdaş adımlar atılmadan, bir demet çiçekle kutlanacak yapmacık günleri kabul etmiyorum. Son derece sahte kutlamalar yapılan "Dünya Kadınlar Günü" kadınların sosyal ve hukuki hakları açısından bilinçlendirildiği bir gün olmalıdır.
Ben bu tür kandırmacalara kanmayan, tersine bu yapmacık günlerin sorunların çözüm yollarını tıkadığını düşünen biri olarak mücadelemi yıllardır veriyorum. Kadınları sorunun bir parçası değil, çözümün parçası olarak görmeliyiz. Kadınların yaşadığı işkence, dayak, psikolojik şiddet, tecavüz, aşağılama ve hakaretlerin sorumlusu kadınlar değildir kuşkusuz. Dolayısıyla bu gidişin tersine çevrilmesi sorumluluğu da kadına ait değildir.
Asıl sorumlular da gelecekte tarih önünde lanetlenmek istemiyorlarsa ve çağdaşlıktan, medeniyetten, sosyal eşitlikten yana olduklarını söylüyorlarsa, üzerlerine düşeni yapmalıdırlar.. Oysa kim anlıyor ki?
Farkında olmamak, unutmak ve unutturmak, yaşananları yok saymak elbette herkesin olduğu gibi sorumluların da işine geliyor.
• Eşlerini döven kocalar
• Kızlarını, kız kardeşlerini döven , ezen, tecavüz eden babalar,ağabeyler..
• Kızlarını okutmayarak karanlığa gömenler
• Gerekli yasal düzenlemeleri yapmayan yasa yapıcılar
• Suni sorunlar çıkarıp gündemi değiştiren "iş bilenler"…
Kısacası kadınların anneleri, kız kardeşleri, eşleri, çocukları, sevgilileri olduğunu unutup onlara zulmetmeyi, ezmeyi, hayatın dışına itmeyi seçen ya da bütün bunlara göz yuman erkekler değil mi?
Tüm bu yaşattıklarının hakları olduğunu düşünen erkekler, fiziki üstünlüklerini son derece başarılı kullanıp kadını yok saymaktadır. Bir kadın yalnızdır aslında.. Hiç bir zaman bir kadını bütünüyle elde edemezsiniz. Kadın kazanılmış bir hak değil, duyguları, aklı, mantığı olan bir bireydir. Kadınlara karşı yapılan her türlü şiddet, baskı ve tecavüze karşı gerekli hukuki düzenlemenin bir an önce yapılması gerekmektedir.
8 Mart Dünya Kadınlar Günün 'de "Çiçek İstemiyorum", hemen her gün ana haberlerde izlediğiniz bu şiddet içerikli fotoğrafların eksilmesi, tarihe gömülmesi için sizlerde bir adım atın yeter…
Eğer yıllardır olduğu gibi sahte kutlamalar yapacaksanız , benim "Dünya Kadınlar Günümü bu yıl da kutlamayın!"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder