21 Şubat 2011 Pazartesi

HAYATIN İÇİNDEN - 20 ŞUBAT


SİZİN DE HAYALLERİNİZ VAR MI?
20.02.2011
Bugün size anlatacağım öykü, çiftlikten çiftliğe, yarıştan yarışta koşarak atları terbiye etmeye çalışan gezgin bir at terbiyecisinin genç oğluna kadar uzanır.
Babasının işi nedeniyle çocuğun orta öğretimi kesintilere uğramıştı. Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını ister hocası. Çocuk bütün gece oturup günün birinde at çiftliğine sahip olmayı hedeflediğini anlatan 7 sayfalık bir kompozisyon yazar. Hayalini en ince ayrıntılarıyla anlatır. Hatta hayalindeki 200 dönümlük çiftliğin krokisini de çizer. Binaların, ahırların ve koşu yollarının yerlerini gösterir. Krokiye, 200 dönümlük arazinin üzerine oturacak 1000 metrekarelik evin ayrıntılı planını da ekler. Ertesi gün hocasına sunduğu 7 sayfalık ödev, tam kalbinin sesidir.
Çocuk iki gün sonra ödevi geri aldı. Kağıdın üzerinde kırmızı kalemle yazılmış kocaman bir "0" ve "Dersten sonra beni gör" uyarısı vardı."Neden "0" aldım?" diye merakla sordu hocasına, çocuk, "Bu senin yaşında bir çocuk için gerçekçi olmayan bir hayal" dedi hocası... "Paran yok. Gezginci bir aileden geliyorsun. Kaynağınız yok. At çiftliği kurmak büyük para gerektirir. Önce araziyi satın alman lazım. Damızlık hayvanlar da alman gerekiyor. Bunu başarman imkansız" dedi ve ekledi:"Eğer ödevini gerçekçi hedefler belirledikten sonra yeniden yazarsan, o zaman notunu yeniden gözden geçiririm."Çocuk evine döndü ve uzun uzun düşündü. Babasına danıştı. "Oğlum" dedi babası "Bu konuda kararını kendin vermelisin. Bu senin hayatın için oldukça önemli bir seçim!"
Çocuk bir hafta kadar düşündükten sonra ödevini hiçbir değişiklik yapmadan geri götürdü hocasına…"Siz verdiğiniz notu değiştirmeyin" dedi. "Ben de hayallerimi…"

Her ilişki bir bahçeye benzer. Eğer yeşerip gelişmesi isteniyorsa, düzenli olarak su verilmelidir. Beklenmedik hava değişiklikleri kadar mevsimleri de dikkate alarak özel bakım gösterilmelidir. Yeni tohumlar ekilmeli ve yabani otlar ayıklanmalıdır. Tıpkı bu hikâyedeki gibi, hayallerin büyüsünü canlı tutmak için de, mevsimleri anlamalı ve hayallerin kendine özgü ihtiyaçlarını fark etmeliyiz.
Haklı olduğunuza inanıyorsanız, sakin olmayı başarabilirsiniz. Çünkü doğrular ve yanlışlar yoktur, sadece yorumlar vardır
Evrenin en anlaşılmaz özelliği anlaşılabilir olması değil midir? Bizle dünya, bizle başkaları, hatta bizle biz arasında ne kadar da çok hayal var…
Tırtılın 'dünyanın sonu' dediğine, Ustanın 'kelebek' demesi gibi, bilgisizliğin belirtisi, adaletsizlik ve trajediye olan inancının derinliğidir.
Düşünmek görmektir. Siz görmezden gelseniz de gerçekler var olmayı sürdürürler. Bu yüzden de durumlar değişmez, biz değişiriz. Alışkanlıkların zinciri, önce hissedilemeyecek kadar hafif, sonra kırılmayacak kadar güçlü olur!
Tecrübelerimizle biliyoruz ki kimse tecrübelerden ders almıyor. Oysa başlarımız düşünceler yön değiştirebilsin diye yuvarlaktır…
Kendinizi yorgun hissetseniz bile, başarı sizden kaçsa bile, bir hata size zarar verse bile hatta ihanet size acı verse bile, bir hayaliniz yok olsa bile, gözyaşları gözlerinizi yaksa bile, kimse gayretinizi fark etmese bile, nankörlük ödülünüz olsa bile, anlayışsızlık sizi gülmekten alıkoysa bile ve hatta her şey, hiçbir şey olsa bile, Vazgeçmeyin…
Efsaneler, ayrıcalıklı hareketlerin sonucunda doğar. Tüm insanlar orijinal olarak doğar ve birçoğu kopya olarak ölür. Onlardan biri olmayın yeter…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder